DİĞER
“Bir söylediği diğerini tutmayan, her şeyi sadece kendine isteyen, kendi çıkarını düşünen, bilinçli olarak ısrarla yalan söyleyen bir kişiyi sokakta görseniz bile selam vermekten imtina edecekken, onu bir lider olarak konumlandırmak ve kurtuluş gününün onun sayesinde geleceğini düşünmek, güvenilmez anlatıcının sabit değil, akışkan bir tanım olduğunu da göstermektedir bize.”
"Modernleşmenin, görsel bilinci yaratan bir öğe olmanın ötesinde, egemen ideolojileri dönüştürücü etkisi ve onlarla kurduğu diyalektik ilişkiyi bir zihniyet öğesi olarak belirlemesi, Wendy Shaw’un kitabının en büyük başarısı. Bizde gerçek bir 19. yüzyıl çalışmaları alanı olsa, bu ilişkinin daha dramatik boyutlarının gösterilebileceğini bilmek gerek."
“Alan Turing, bu alandaki insanbiçimciliğe dikkat çekmişti. Evet, merkezî sinir sistemindeki sinirlerin davranışını elektrik modelleriyle taklit etmek mümkündü ama, analoji bu şekilde kurulmamalıydı: 'Arabalarda tekerlek kullanmaya devam etmek yerine bacakları olan araba yapmak için uğraşıp didinmeye benzer bu,' diyordu.”
“Hepimiz İçin 9/8’lik Bir Dövüş, etnisite, habitat, beden, kimlikler ve cinsiyet rolleri üzerinden yapılan ayrımcılıklara karşı kendini politik eksende verilen bir mücadele olarak sunuyor."
“Neden Bach bu denli önemli? İskender Savaşır’ın ifadesiyle, ‘Çünkü Bach’ın neredeyse her eseri, tek ve kişisel bir üslubun tezahürü değil, belirli bir alanda, uzun bir gelenek boyunca denenmiş bütün üslupların, araştırmaların, teknik olanakların kendine özgü ve emsalsiz bir sentezi.’”
Biraz kazıyınca altından faşizmin yüzü beliren popülizm kavramı üzerindeki tartışmalar Hitler dönemini çağrıştırıyor. Sol popülizmden bile söz edilmesi, hatta popülizme panzehir olarak düşünülmesi bunun en belirgin örneği...
Ne edebiyat ne de siyaset tarihçisiyim. Dünyanın bazı hâllerini, Türkiye'de olup bitenlere benzetme eğiliminde olmam bana bu konuda kalem oynatma hakkını vermez...
Johann Sebastian Bach'ın yapıtında amatörleri ve profesyonelleri çeken pek çok yön var. Bunlar en temel düzeyden başlıyor: Tekrar içinde çeşitlilik, birbiriyle sohbet eden, konuşma ritimlerini izleyen, bir sohbet gibi iç içe geçen melodiler...
Sebastian Barry, Days Without End romanıyla Costa Roman Ödülü'ne değer görüldü
Edebiyat dünyasının önemli ödüllerinden Costa Ödülü’nün adayları açıklandı. Ödül tarihinde ilk kez kadın yazarlar erkek ağırlığını tersine çevirdi...
© Tüm hakları saklıdır.